Nerde o eski,
Efes Antik Tiyatro ve Festivaller
Efes Antik Tiyatro ve Festivaller
Son Efesliler’den, yani Selçuklular’dan bu fotoğraflara bakarak iç geçirip “ahh nerde o eski festivaller” demeyen yoktur heralde.
Benim neslim pek yetişemedi bu festivallere fakat onların festival günlerini anlatırken gözlerinin büyüdüğüne ve heyacanlandığına çok şahit oldum. Dedelerimin, nenelerimin birçoğu bu küçücük kente çok büyük insanların geldiğini bu festivaller sayesinde gördü. Deve güreşleri dünya çapında efsaneydi. Samimiyetin, arkadaşlığın, dostluğun zirve olduğu dönemlerdi bunlar sanırım. Gecenin bir vakti Antik Efes’in insanının tiyatroda ki ruhu yakalanıyordu belki bu festivallerde. Belki de ilk aşkını bu festivallerde buldu birileri…
Daha sonraları haklı nedenlerden ötürü bu tip faaliyetler azaltıldı. İki bin yıldan bu yana ayakta kalmış, biraz yorulmuş, biraz da yaşlanmış olsa gerek… Yoğun insan akını, gelişen teknolojinin müzik sistemleri güçlü olduğu için antik tiyatroya zarar verebilirdi. Fakat yakın zamanda yapılan restorasyon ve güçlendirme çalışmalarını, Türk Restoratör Mimar Esin Tekin başarı ile tamamlamıştır.
Artık birtakım önlemler alınarak dahi olsa burada etkinlikler görmek istiyor herkes eminim. Eski Efes Festivalleri’nin ruhunun yeniden yakalanması kentimizin hem insanına hemde turizmine oldukça önemli bir ivme kazandıracaktır.
Kısaca tarihine de değinmek gerekirse tiyatronun;
25.000 kişilik tiyatronun ilk kez Hellenistik dönemde yapıldığı bilinmekte ise de bugüne gelen tiyatronun İmparator Cladius zamanında yeniden inşaasına başlandığı, İmparator Trianus M.S..98-117 döneminde tamam landığı bilinmektedir. Tiyatronun ön kısmında oldukça sağlam ve iri taşlarla yapılmış soyunma yerleri belirgin şekilde görülmektedir. Tiyatronun kuzey batısında iki iyonik sütunlu hellenistik bir çeşme yerleştirilmiştir. İlk döneminde üç katlı olan tiya tro her biri 22’şer basamaklı üç bölümden oluşur. Sahne binası 18m. yüksekliğindedir. M.S.54 yıllarında St.Paul’un bu tiyatrodan Efes’lilere seslendiği ve Efes Sarraf Loncası tarafından büyük tepkiyle karşılandığı rivayet edilir. 25×40 ebatlarındaki sahnenin arka duvarları son derece süslü ve nişler içinde heykellerin bulunduğu bir görünüm içindeydi. Tiyatro geç Roma devrinde gladyatör dövüşlerine sahne olmuştur.
Kimbilir kimler kimler oturdu bu tiyatroda, kimler sanatını icra etti, kimler dövüştü vargücüyle. İşte tiyatroya geldiğimizde derin bir nefes alarak bunları düşünmemiz bizleri zamanda iki bin yıllık bir yolculuğa çıkarıyor…
Tarihçi – Tolga MERT
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder