CELSUS
KÜTÜPHANESİ / LİBRARY OF CELSUS
Celsus Kütüphanesi Milattan Sonra 135 yılında Roma’nın
Asya eyaletinin bölge valisi “Tiberius
Julius Celsus Polemaeanus onuruna oğlu “Gaius Julius Aquila tarafından
taptırılmıştır. Bunu nereden mi biliyoruz? Kütüphaneye girerken sağ tarafta bir
kısmı kırık olan yazıtta aynen şu şekilde yazmaktadır.
“ Asia prokonsul’ü Tibernus Julius Celsus
Polemaeanus için, oğlu consul Tiberius Julius Celsus Polemaeanus kendi serveti
ile Celsus kütüphane binasını, bütün dekorasyonu, sanat eserleri ve kitapları
ile birlikte kurdu” yazmaktadır. Kütüphanenin tamamını kendi imkânları ile
yapmasından ziyade sadece kitaplar için 25.000 altın para (günümüz 400.000 doları) bağışlamıştır. Bu bağlamda kütüphane
içerisinde 12.000 rulo ve parşömen kitaplar bulunmaktaydı.
Dışarıdan
bakıldığında 2 katlı bir yapı olmasına karşın içi 3 katlı idi. Muazzam mimarisi
ile yetinilmemiş birde ön cephesine dört adet kadın heykeli yerleştirilmiştir. Bu
heykeller sırası ile Bilgeliği, Erdemi, Zekâyı ve İlimi simgelemektedir.
(Bu heykellerin orijinalleri Avusturya Efes Müzesi’nde
ama bu ayrı mesele. )
Kütüphane yaklaşık 150 yıl işlevini
sürdürebilmiştir. 262 yıllarında Gotların istilaları ile yağmalanarak hem
içerideki sanat eserleri hem de kitaplar talan edilip yakılmıştır.
Mesele şu ki anlat anlat bitmez Celsus Kütüphanesi…
Fakat bizim çıkarmamız gereken şey mimarisi osu busu değil. Efes hakkında
hiçbir şey bilmesek bile kütüphanenin önünden baktığımızda ne kadar büyük bir
medeniyetin içinde bulunduğumuzu anlarız.
Peki, geçmişimizde böylesine dolu dolu bir kütüphanemiz
varken, şimdi yaşadığımız “Son Efes” kenti Selçuk’ta neden tarihimize yakışır
kütüphanemiz yok? Zaman geçtikçe zamanda
geriye mi gidiyoruz biz? Bir tane bile Julius Celsus ve oğlu gibi kitaplara,
ilme sahip çıkacak birisi yok mu bu kentte? Var olan bir kütüphanemiz vardı belediyenin
bünyesinde o ve kitapları da rafa kaldırıldı. Böyle bir tarihe yakışan bir
kütüphane lazım. Kitaplara dokunmadan, kütüphaneye girmeden büyüyen bir nesil
var şu an bu kentte. Kimse rahatsız olmuyor mu?
Diyeceksiniz ki kitaplar karın mı doyuruyor? Evet,
karın doyuruyor. Aklı doyan birisi kendisinin de, kentinin de, ülkesinin de,
insanlığın da karnını doyurmaya uğraş verir.
Yapalım hep birlikte Celsus Kütüphanesi gibi bir
kütüphane, o zaman bu kente, bu kentin tarihine, insanlığa olan borcumuzu az da
olsa ödemiş oluruz.
İlginize ve desteklerinize sunulur …
Tarihçi Tolga MERT
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder