LİDYA’NIN EFES’İ FETHİ
“KUTSAL ARTEMİS’İN
HALATLARI “
Antik
kentlerin ve yöneticilerinin kaderidir ki ne kadar iyi olurlarsa olsunlar savaş
ve istila mutlaka onlara uğrar. Bu yüzdendir ki kentler barış içerisinde çok
uzun süre kalamamaktadır.
İşte Efes
kenti ve halkı da bu kentlerden birisiydi…
Diğer Ionia kentleri
gibi Efes’te pek savaş meraklısı değildi fakat doğudan batıya geçmek isteyen
herkesin geçiş noktasında bulunuyordu. Yani Persler ve Lidyalıların
Yunanistan’a geçiş noktaları Efes idi… Başka bir konu ise Efes’in muazzam
nitelikli limanı dönem dönem savaş üssü gibi kullanılıyordu. Hem Perslerce hem
de Yunanlılarca.
Gelelim
Lidyalılara…
Bugünkü
Manisa (Salihli) yakınlarındaki Sart (Sardes) kentini başkent edinen Lidya’nın
ünlü kralı Kroisos (Krezüs) ve diğer adıyla Karun’da sınırlarını genişleterek
taaa Efes’e kadar gelmişti…
Antik Çağ
tarihçisi Herodotos “Bir sabah uyandıklarında Efesliler bir baktılar ki kentin
etrafı Lidya askerleriyle çevrili “
diyor.
Pek savaşçı
olmayan Efesliler onlara elbette karşı koyamazlardı. Bu yüzdendir ki onları
kurtaracak tek şey olan Lidyalıların da saygı duyduğu Artemis’ti …
Artemis’in
tapınak alanı dokunulmazlık alanıydı. Her kim ona sığınırsa ne yapmış olursa
olsun o alan içerisinde dokunulmazdı. Efesliler de düşünüp taşındılar ve
gizliden gizliye Efes kentinin surlarını Artemis Tapınağı’nın sütunlarına
bağladılar. Herodotos’un anlatılarına göre kent, tapınaktan 7 stadion uzaktaydı
yani 1,330 km .
Efesliler
bunu yaptıklarında Krezüs ‘ün gideceğini sanmışlardı fakat Efes’e kadar gelen
kral orayı almaktan vazgeçmedi. İplere hiç dokunmadan Efeslileri boyunduruğu
altına aldı. Hatta kenti almasının başlıca sebepleri arasında Artemis’e duyduğu
saygı ve hayranlığı vardı.
Kenti
aldıktan sonra Artemis Tapınağı’na hiçbir yerde eşi benzeri bulunmayan özel
olarak yaptırdığı ( columnae caelatae ) 36 kabartmalı sütun kaidelerini hediye
etmişti. ( Bu sütunların kalan tek örneği British Museum ’da )
Efes halkı
bu hediyeden çok mutlu olmuş ve yeni kralları ile hoş geçinmeleri gerektiğini
anlamışlardı…
Bir müddet
sonra zaten halk normal yaşamına döndü, Efes Tiranı Krezüs’ün kız kardeşi ile
evlenmişti (İ.Ö 580).
Bundan sonra
halk mutlu mesut yaşamına dönmüştü, tek fark sadece Lidyalılara biraz vergi
ödeniyordu.
İşte halklar
her zaman böyle şanslı olmayabiliyor. Günümüzden baktığımızda Ortadoğu cehenneme
dönmüş vaziyettedir. İyi yöneticiler çıkmazsa dünyada bu tip yerler her zaman
artacaktır.
Belki halatlarımızı bağlayacağımız bir yerimiz dahi olmayacak …
Tarihçi Tolga
MERT
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder