EFES HAYDUTLUĞU
( KUTSAL ARTEMİS 'TEN MERYEM ANA'YA )
Antakyalı Nestorius ; "Meryem tanrının anası değil, İsa'nın yani insanın anasıdır". Nestorius, İstanbul Patriği olunca bu fikirlerini tüm Hristiyan Kiliselerine yaymaya çalıştı. Hatta kendisine inanan bazı din adamları "Nasturilik" denilen bir nevi mezhep kurdular. Bu eylemler karşı fikirde olanlar ile aralarında inanç kavgaları oluşmasına sebep oldu. İşte bu kavgaların büyümesiyle Hristiyanlığı kabul eden İmparator II. Teodosius (408-450), tartışmaları bitirmek için bir toplantı yapılmasına karar verdi. Bu sorun yapılacak toplantıda karara bağlanacaktı.
Toplantı yeri Efes'teki Hagia Maria Kilisesi (Çifte Kiliseler) olarak belirlendi. Bu tür dini toplantılara konsil denmektedir. Birincisi İznik'te (325), ikincisi İstanbul'da (381) üçüncüsü de Efes'te (22 Haziran 431) gerçekleştirilmiştir.
Efes'te toplanan III. Ekümenik Konsil'e 200'e yakın Piskopos katıldı. Toplantıda Nestorius'a karşı İskenderiye Başpiskoposu Kyrillos "Meryem Tanrının anası (Theotokos) " fikrinin kabul edilmesini savunuyordu. Pek çok üye Kyrillos'u desteklediğinden Nestorius yenildi ve Mısır'a sürüldü.
III. Genel Konsil'den alınan sonuç şuydu; "Hz. İsa herkes gibi bir insan olmakla beraber doğal yapısı, tanrısal niteliği içinde tam olarak kaybolmuş ve ona yalnız tanrısal bir kimlik kalmıştır." Bu düşünce başarıya ulaşmıştı. Karşı görüştekiler az kişiydiler fakat güçlü kişilerdi. Hatta Papa ve İstanbul Patriği bile bu yeni inanışı benimsemiyorlardı.
Tartışmalar yeniden alevlendi. İmparatorun emriyle 18 yıl sonra 449 yılında Efes'te yeniden konsil toplandı. Hiç görülmemiş tartışma ve kavgalara sahne oldu.
Bu kavgalar sırasında İskenderiyeliler fikirlerini karşı tarafa zorla kabul ettirdi. Hatta Papa'nın temsilcileri Efes'ten kaçmak zorunda kaldılar. Bu sebeplerden Konsil'e "Efes Haydutluğu" ( Latrocinium Ephesinium ) adı verildi.
*******************************************************************************
İşte Efes kenti, tarihin en önemli olaylarına ev sahipliği yapmış bir kenttir. Bu topraklar dünyaya yön veren olayları kendi içerisinde barındırmıştır.
Bu olaylardan 4 yüzyıl önce Aziz Pavlus 'un Hristiyanlık çağrısını reddeden Efesliler, 4 yüzyıl sonra Roma'nın Hristiyanlığı kabulü ve bütün putları yasaklaması Efesliler 'i derinden yaralamış olmalı.
Fakat tarihin bu döngüsü onların Meryem Ana ikonunu yaratmasına neden olmuştur. Ana Tanrıça Artemis 'e tapan Efesliler Hristiyanlığı belkide bu sebep ile kabullenmişlerdir. Artemis 'in tüm özelliklerini Meryem ana'ya yüklemişlerdir. (Kutsal bakire, koruyucu, ana tanrıça ve en önemlisi KADIN olması) Efesliler 'in bu dini kabul etmesini sağlamıştır.
Tarihin derin okyanusları içerisinde Efes 'in kutsaliyetleri onların istekleri doğrultusunda değişmiştir. Bu topraklar Kibele 'den Artemis 'i, Artemis 'ten Meryem Ana 'yı ortaya çıkarmıştır.
Sonuç olarak bastığımız toprağın her metre karesinde dinin, kültürün ve medeniyetin izleri saklıdır. En önemlisi de Dünya da KADIN 'ı önemseyen kentlerin en önemlisi Efes 'tir.
GÜNÜMÜZ, DÜNÜMÜZDEN DERS ALMALIDIR...
" Tarihçi Tolga MERT "
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder