İşgal ve Kurtuluş
Yeniden Diriliş
7 ve 8 Eylül'ün Ruhu
1. Paylaşım Savaşı son bulmuş, dünya artık yeni bir düzene girmişti.
Yıl 1919…
Tüm Anadolu, emperyalistlerin
sömürü merkezi halini almış ve bu durumdan elbette bölgemiz de etkilenmeye
başlamıştı. Yapılan gizli anlaşmalar ile Anadolu’nun dört bir yanı gizliden
gizliye pay edilmişti. Bu anlaşmalardan St. Jean Moruienne anlaşması ile Kuşadası
İtalyanlara vaad edilmişti.
7-8 Mayıs 1919’da Kuşadası’na
gelen İtalyan gemisi Regina Elena Gemisinin komutanı Albay Alessandro Ciano,
Kuşadası kaymakamına “geminin bir hafta limanda kalacağını ve gemi tayfasının
her gün karaya çıkıp gün batımıyla da tekrar gemiye döneceğini” bildirdi.
Panik havası yaratmamak için bu söyleme başvuran Albay Alessandro
Ciano’nun niyeti iyiden iyiye anlaşılmaya başlanmıştı.
8 Mayıs günü erken saatlerde
inceleme yapmak üzere Selçuk’un 5 km’sine kadar gelmişti. Buradaki amacı
İzmir’in Yunanlılara verilmesi durumunda İzmir-aydın demiryolunu ele
geçirmekti.
Ardından 12 Mayıs günü Mondros’a
aykırı olarak şehirden satın aldıkları keresteler ile bir iskele yapımına
koyulmuşlardı.
Nitekim 14 Mayıs günü İzmir Yunanlılar tarafından işgal
edileceği resmen ilan edildi…
Bu durumun ardından
14 Mayıs 1919’da Kuşadası Hükümet konağı İtalyanlar tarafından işgal edildi. 2
tabur 1 piyade alayı, 2 dağ bataryası ve 1 bisikletçi taburu işgali
gerçekleştirdi.
Aynı gün Selçuk’un işgali için 202 deniz eri
görevlendirildi. Bugünkü Carpouza Cafe eski adıyla Huck Otel’in önüne çıkarak
işgalin gövde gösterisini yaptılar.
1 gün sonra İzmir, Yunanlılar tarafından işgal edildi.
Bu andan itibaren İtalyanlar daha çok iyi niyetli imajı
vermek istemişlerdir. (sağlık hizmeti, iletişim hizmeti, eğitim hizmeti gibi
hizmetler ile yerel halkın gönlünü kazanmayı amaçlamışlardır.)
İtalyanlar İzmir’in Yunanlılarca resmen işgalinin ve Aydın’a
doğru yürüyüşünden tedirgin oldular ve işgal hattını Arvalya mevkiine
kaydırdılar. Burada Yunan ve İtalyan işgal bölgesinin tampon bölgesi olmuştu.
İzmir’e 15 Mayıs’ta çıkan Yunan, 25 Mayıs günü demiryolu
aracılığı ile geldikleri Selçuk’u işgal ettiler.
Yunan işgali İtalyanlar gibi
olmamıştı. Kin ve nefret ile geldikleri bu topraklara rüzgar ekip fırtına
biçtiler. Müslüman ahaliyi katlettiler. Hatta İtalyanlar yerli halka ve Kuvayı
Milliye çetelerine az miktarda da olsa
destek vermişlerdi.
Yunan mezaliminin bu topraklara
yaptıkları elbette anlatmak ile bitmez. Çünkü dolduruşa gelmiş, kinlenmiş bir
insan topluluğundan başka bir şey beklenemezdi. İtalyan işgali ise daha çok
uzun soluklu kalma düşüncesinde olduğundan bu tür girişimlerde bulunmamıştır.
Nitekim tabloya bakıldığında ikisi de işgal, ikisi de vatan toprağı için tehdit
idi…
Anlatılacak çok şey olmasına
rağmen özetle bu şekilde yazabildim bu işgali. Kurtuluş savaşının önemi
sayfalara, asırlara sığmayan bir mücadeledir. Türk milletinin bu topraklar
üzerinde var ya da yok oluş harekatıdır. Bu harekat sonucunda;
1922 yılında 6 Eylül Söke, 7
Eylül Kuşadası, 8 Eylül Selçuk ve nihayetinde 9 Eylül’de İzmir kurtuluşa
ermiştir.
Selçuk 156. Alay akıncı
birlikleri tarafından kurtarıldığı için adı bir süre “AKINCILAR” olarak
anılmıştır.
İçerisinde tarifi imkansız acılar
bırakan bu mücadelenin sonucu ise tarifi imkansız bir mutluluğa şahitlik
etmiştir.
Saygılarımla anıyorum KURTULUŞUN
KAHRAMANLARINI …
Tarihçi Tolga MERT
Değerli bilgilerinden faydalandığım Tarihçi Ali CAN Hocama da saygılarımla ...
İtalyan-Yunan tampon Bölgesi Arvalya Mevkii (Ali Can arşivi)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder