23 Eylül 2016 Cuma

Efes’in Aşk adamı "General Lysimachos"

Efes’in Aşk adamı
"General Lysimachos"

İskender'in generallerinden Efes'i kuran kişi - Lysimachos ( MÖ 323-281)

Küçük Menderes ( Kaystros ), dağlardan, vadilerden sürükleyerek getirdiklerini Antik Efes limanına yığmaya başlayınca, liman bataklığa dönüşmüş ve kent yaşanmaz bir hal almıştı. İşte Efes’in böylesine yok olmaya başladığı dönemde
Büyük İskender’in ölümünün ardından, onun komutanlarından Lysimakhos Efes’e hâkim olmuştu. (M.Ö 290) 

Lysimachos zeki bir adamdı. Diğer generallerin birbirleri ile olan hâkimiyet mücadelesinden faydalanarak 9000 talentlik (yaklaşık 5 milyon altın) bir hazineyi himayesine almış ve Bergama’da saklamıştı. Bu gizli yerin korumasını da en çok güvendiği adamı  Phileteros’a vermişti.

Kentin bataklık halini alan görünümünden de faydalanarak yeni bir kent kurma fikrini oluşturmuştu. Nasıl olsa para çoktu.

Gerekli araştırmaları yaptırdıktan sonra yeni kentin yeri için en uygun yer Bülbül dağı ve Panayır dağının arasındaki vadiydi. Kendisi de inceledikten sonra emri verdi.

Kent bu vadi arasına kurulacaktı…

Nitekim de öyle oldu. Kısa sürede büyük bir kent kuruldu. Deniz kenarında, emniyetli ve manzarası olan bir yerdi.

Lysimachos’un 2 karısı vardı. Bunların üzerine ise 3. Olarak Arsinoe adlı Mısır kralının kızı ile evlendi.

Yeni kenti kurduğunda 3. karısına olan aşkından kentin adını onun adı yapmıştır. Bu ad Arsinoe'dir. Lysimachos'un ölümüne kadar bu ad ile anılmıştır resmiyette. Fakat geçmişten gelen Ephesos adı elbette daha kalıcı olmuştur. Kısa bir süre bu adla anılsa da değişim sağlanamamıştır.

İşte aşk koskoca bir şehir kurup o şehre sevdiğinin adını vermekle vücut bulmuş Efes’te. Hala Efes dediğimize göre çok etkili olmamış tarihte. Fakat karısının üzerinde etkili olduğuna eminim. Düşünsenize küçük hediyeler ile bile mutlu olan kadınlarımız koskoca bir şehrin adının onun adı ile anılmasına nasıl bir tepki verirdi?

Bence çok romantik :)  Sizce?


Tarihçi Tolga MERT 



5 Eylül 2016 Pazartesi

İşgal ve Kurtuluş - Yeniden Diriliş

İşgal ve Kurtuluş

Yeniden Diriliş

                                                          7 ve 8 Eylül'ün Ruhu

1. Paylaşım Savaşı son bulmuş, dünya artık yeni bir düzene girmişti.


Yıl 1919…

Tüm Anadolu, emperyalistlerin sömürü merkezi halini almış ve bu durumdan elbette bölgemiz de etkilenmeye başlamıştı. Yapılan gizli anlaşmalar ile Anadolu’nun dört bir yanı gizliden gizliye pay edilmişti. Bu anlaşmalardan St. Jean Moruienne anlaşması ile Kuşadası İtalyanlara vaad edilmişti.

7-8 Mayıs 1919’da Kuşadası’na gelen İtalyan gemisi Regina Elena Gemisinin komutanı Albay Alessandro Ciano, Kuşadası kaymakamına “geminin bir hafta limanda kalacağını ve gemi tayfasının her gün karaya çıkıp gün batımıyla da tekrar gemiye döneceğini”  bildirdi.  Panik havası yaratmamak için bu söyleme başvuran Albay Alessandro Ciano’nun niyeti iyiden iyiye anlaşılmaya başlanmıştı.

8 Mayıs günü erken saatlerde inceleme yapmak üzere Selçuk’un 5 km’sine kadar gelmişti. Buradaki amacı İzmir’in Yunanlılara verilmesi durumunda İzmir-aydın demiryolunu ele geçirmekti.

Ardından 12 Mayıs günü Mondros’a aykırı olarak şehirden satın aldıkları keresteler ile bir iskele yapımına koyulmuşlardı.

Nitekim 14 Mayıs günü İzmir Yunanlılar tarafından işgal edileceği resmen ilan edildi…

 Bu durumun ardından 14 Mayıs 1919’da Kuşadası Hükümet konağı İtalyanlar tarafından işgal edildi. 2 tabur 1 piyade alayı, 2 dağ bataryası ve 1 bisikletçi taburu işgali gerçekleştirdi.

Aynı gün Selçuk’un işgali için 202 deniz eri görevlendirildi. Bugünkü Carpouza Cafe eski adıyla Huck Otel’in önüne çıkarak işgalin gövde gösterisini yaptılar.

1 gün sonra İzmir, Yunanlılar tarafından işgal edildi.

Bu andan itibaren İtalyanlar daha çok iyi niyetli imajı vermek istemişlerdir. (sağlık hizmeti, iletişim hizmeti, eğitim hizmeti gibi hizmetler ile yerel halkın gönlünü kazanmayı amaçlamışlardır.)
İtalyanlar İzmir’in Yunanlılarca resmen işgalinin ve Aydın’a doğru yürüyüşünden tedirgin oldular ve işgal hattını Arvalya mevkiine kaydırdılar. Burada Yunan ve İtalyan işgal bölgesinin tampon bölgesi olmuştu.

İzmir’e 15 Mayıs’ta çıkan Yunan, 25 Mayıs günü demiryolu aracılığı ile geldikleri Selçuk’u işgal ettiler.

Yunan işgali İtalyanlar gibi olmamıştı. Kin ve nefret ile geldikleri bu topraklara rüzgar ekip fırtına biçtiler. Müslüman ahaliyi katlettiler. Hatta İtalyanlar yerli halka ve Kuvayı Milliye çetelerine  az miktarda da olsa destek vermişlerdi.

Yunan mezaliminin bu topraklara yaptıkları elbette anlatmak ile bitmez. Çünkü dolduruşa gelmiş, kinlenmiş bir insan topluluğundan başka bir şey beklenemezdi. İtalyan işgali ise daha çok uzun soluklu kalma düşüncesinde olduğundan bu tür girişimlerde bulunmamıştır. Nitekim tabloya bakıldığında ikisi de işgal, ikisi de vatan toprağı için tehdit idi…

Anlatılacak çok şey olmasına rağmen özetle bu şekilde yazabildim bu işgali. Kurtuluş savaşının önemi sayfalara, asırlara sığmayan bir mücadeledir. Türk milletinin bu topraklar üzerinde var ya da yok oluş harekatıdır. Bu harekat sonucunda;

1922 yılında 6 Eylül Söke, 7 Eylül Kuşadası, 8 Eylül Selçuk ve nihayetinde 9 Eylül’de İzmir kurtuluşa ermiştir.

Selçuk 156. Alay akıncı birlikleri tarafından kurtarıldığı için adı bir süre “AKINCILAR” olarak anılmıştır.

İçerisinde tarifi imkansız acılar bırakan bu mücadelenin sonucu ise tarifi imkansız bir mutluluğa şahitlik etmiştir. 

Saygılarımla anıyorum KURTULUŞUN KAHRAMANLARINI …



Tarihçi Tolga MERT

Değerli bilgilerinden faydalandığım Tarihçi Ali CAN Hocama da saygılarımla ...


SELÇUK-14 MAYIS 1919 (Ali Can arşivi)
 
İtalyan-Yunan tampon Bölgesi Arvalya Mevkii   (Ali Can arşivi)







Selçuk Efes Kent Belleği #EfesSelçuktanerelergezilir

  Selçuk Efes Kent Belleği Zaman Yolculuğu Efes Selçukluların ve Efes Selçuk’un tarihine, doğasına, insanına ilgi duyanların paylaşım noktas...