EFES – ROMA İMPARATORLUKLAR DEVRİ
Roma çağında Efes özellikle 1. Ve 2. Yüzyıllardan altın
çağını yaşamıştır.
İmparatorlar Efes kentine büyük önem vermişlerdir.
Hatta çoğu Roma İmparatoru Efes kentine gelip bir süre burada konakladı.
Her gelen imparator kenti mimari açıdan zenginleştirdi. Bu mimari ilerleyiş
bir zaman sonra Efes’i İskenderiye’den sonra doğunun en büyük kenti olmasını
sağlamıştır.
Nüfusu aşağı yukarı 300.000’e kadar ulaşmıştı.
Nüfusu aşağı yukarı 300.000’e kadar ulaşmıştı.
Fakat İmparator Neron Efes’in bu altın çağında yaşanan
bir karışıklık ile Kutsal Tanrıça Artemis'in Tapınağı’nda bulunan dünyanın dört bir yanından gelen altın, gümüş
hazinelere el koymuştur. Bu hazineleri ivedi bir şekilde Roma’ya göndermiştir.
Belki de bugün paha biçemeyeceğimiz kadar hazineyi alan Neron, kentin imar
alanında inşasına yardım da sağlamıştır.
Büyük Tiyatro’nun sahne binası bu dönemde yükselmiştir.
Büyük Tiyatro’nun sahne binası bu dönemde yükselmiştir.
Kürekle almış tane ile vermiş…
Efesliler her zaman Roma İmparatorları ile iyi
geçinmişlerdir. Belki yağcılıktır bunun adı ama imparatorlar için tapınaklar
yaptırmış ve onları tanrı düzeyine çıkarmışlardır.
Despotluğu ile bilinen İmparator Domitianus M.S
89-96 yılları arasında Efesliler adına bir tapınak yaparak önüne kendi
heykelinin dikilmesini istemiştir. Kafası ve kolu günümüze ulaşan bu heykelin
akıbeti Domitianus ölünce kırılmıştır. (Efes Müzesi’nde kol ve kafası) Fakat
kendisi hayattayken Efes ve Efesliler ile gayet iyi geçinmiştir.
M.S 98 yılına gelindiğinde Efeslilerin en sevdiği İmparator
Traianus Roma İmparatoru olmuştur. Traianus dolmaya ve pislenmeye başlayan
limanı temizletmiş ve imar faaliyetlerine hız vermiştir. Efesliler de onun
adına kente bir çeşme ve bir tapınak yapmışlardır.
M.S 117 yılına gelindiğinde Roma İmparatoru
Hadrianus Efes’te yaşanan büyük deprem sonrası limanın temizlenmesine ve imar
faaliyetlerine önem vermiştir. Efes’te kendi adına bir tapınak ve bir anıtsal kapı
inşa ettirmiştir.
Bu dönemde eğitim ve hukuk sistemi tamamiyle
Romalıların isteklerine göre yürüyordu. Bir çok kurumun adı değiştirilip Latince
olmasına karşın halk yine Yunancayı kullanıyordu. Günlük yaşantılarında da
tamamiyle Greek yaşamında roma yaşamına geçilmişti. Ancak evlenme ve ölü gömme
adetlerinde eskiye bağlı kalınmıştır. Kent ve yönetim şekillerinde dahi değişme
olmasına rağmen değişmeyen tek şey din olmuştur. Sadece Artemis’in adı Diana,
Zeus’un adı da Jupiter olarak anılmaya başlanmıştır…
Dünyada kentler ve halklar nasıl yönetilmeyi hak ediyorsa öyle yönetilmiştir. Efes imparatorlar, krallar, valiler ile her zaman iyi geçinip refahlarına önem vermişlerdir. Tarihte böylesine zengin yaşamalarının en önemli sebeplerinden biriside budur. Anlaşmazlık yoluna gidilseydi yöneticiler ile belki bu denli bir ihtişam ile bahsedemeyecektik Efes'ten...
Yöneticiler ile geçinemeyen halklar daima yok olmuştur. Maalesef dünyanın düzeni bugün de tabir ettiğimiz gibi yağcılık, yaranma yöntemleri ile ilerlemektedir. Taraf olmayan her zaman bertaraf oluyor ... Bu iş bugünde böyle yarın da böyle olacak.
Fakat böyle giden bir düzende her şey ve herkes mutlaka kendisinden ödün vermeye mecburdur.
Yöneticiler ile geçinemeyen halklar daima yok olmuştur. Maalesef dünyanın düzeni bugün de tabir ettiğimiz gibi yağcılık, yaranma yöntemleri ile ilerlemektedir. Taraf olmayan her zaman bertaraf oluyor ... Bu iş bugünde böyle yarın da böyle olacak.
Fakat böyle giden bir düzende her şey ve herkes mutlaka kendisinden ödün vermeye mecburdur.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder