28 Kasım 2015 Cumartesi

EVLİYA ÇELEBİNİN İSA BEY CAMİİ ANLATIMI

İsa Bey Camii ve Evliya Çelebinin Anlatımı ;
 Evliya Çelebi der ki: "böyle harap şehirde cemaatsiz kalmış bir garip camidir.Kalabalık cemaati yoktur.”
Aydınoğulları Beyliğinin kurucusu Mehmet Bey’in en küçük oğlu İsa Bey tarafından hicri takvimde:776 Miladi takvime göre 1375 yılında yaptırılmıştır.13 Mart 1375’te ibadete açılmıştır. 1653- 1688 yıllarındaki depremler sonucu Caminin minarelerinden biri tamamen diğeri şerefeden yukarısı ve avludaki revakların tamamı yıkılmıştır. Bu gün doğu kapısına ait kitabe İzmir Çorakkapı Camiinin mihrabını, Kuzey kapısından alınan kitabe Kestanepazarı camiinin son cemaat mahallini, mihrap tacı Kestanepazarı Camiinin mihrabını süslemektedir. Mihrabının üzerindeki geniş kitabe frizi de Agora da saklanmaktadır. (Bu eserlerin mutlaka İsa Bey Camii'ne geri getirilmesi gerekmektedir) Tamamı yıkık vaziyette olan caminin çatısı 1975, mihrabı 1990 yılında tamir edilmiştir.İbadete ve ziyarete açıktır.

Mimarı Ali Bin Dımışki (Şamlıoğlu Ali)’dir.Caminin batı kapısı üzerindeki mermerin üzerine yazılmış farsça kitabenin, 

Türkçe tercümesi şöyledir;:
Rahman ve rahim olan Allahın adıyla
Bu mübarek caminin yapılmasını,büyük Sultan vatandaşların maliki,İslamın ve Müslümanların Sultanı,Devletin,Dinin ve Dünya’nın iftihar kaynağı Aydınoğlu Mehmet oğlu İsa buyurdu. Allah mülkünü ebedi kılsın.
Bunu Ali İbni Dımışki yaptı.Şevval ayının dokuzunda,776 (1375) yılında yazdı.
Cami,dikdörtgen plan üzerine inşa edişmiş olup büyük ölçüde Şam-Ümeyye camiinin plan özelliklerine sahiptir.
1671 yılında Ayasuluk’u ziyaret eden ünlü gezgin

Evliya Çelebi,İsa Bey camii için ;

“Öyle bir camidir ki yer yüzünde bir benzeri ancak Şam-ı Şerifte Emeviye camii ola.Kargir kubbe değildir.Servi levhaları üzerinde kurşun örtülüdür.Bütün sütunlarıda servi ağaçlarıdır.Ayasofya kadar büyüktür, ama ensizdir.Avlusu daha camidendir.O hesapca ayasofya kadar vardır.duvarları seraba beyaz mermerlerdendir.Kubbesi üstündeki kargir kubbenin için safi altın levhalarla nakışlıdır.Caminin uzunluğu 250 enliği 180 ayaktır.Cami içinde dört sütun var ki yeryüzünde benzeri yoktur.Kırmızı somaki ,zeytuni sütun görülmüştür ama mavi sütun hiç görülmemiştir.Bu sütunların yüksekliği kırkar mimari arşındır.Üçer ada mancak kucaklayabilir.Caminin 7 kapısı vardır.Sanatlı mihrabının anlatılmasından insan acizdir.Minberi ceviz levhasındandır.Meğer benzeri Sinop cami minberinde ola.Üç duvarına Esma-i Hüsna yazılıdır.Ve fidolayı güzel yazılar yazılmıştır.Ama okunması zor yazılardır.Mihrabında “ İnallahe ve melaiketuhu.” Ayeti kerimesi Hz. Peygamberin Hirka-i Şerifi sofasıdır.Bunların kafeslerini cihan ressamlarının resmetmemesi imkansızdır.Camiye güneş ışığı duvarlarındaki billur mermer ve necef camlardan ve yedi kapı üzerindeki kafeslerden girer.Ama Hirka-i Şerif İstanbuldadır.Burada yalnız sandukası vardır.Teberrüken ziyaret olunur.Bir Hz. Osman hattı Kuran-ı Kerim vardır,diye ziyaret edilir.Avlusu mermer döşelidir.Pabuç ile girilmez.Çünkü camiden sayılır.Avlunun ortasında bir büyük havuz vardır.Avlunun üç kapısı vardır.

Velhasıl yeryüzünde böyle bir işi adem oğlu yapmamıştır.Ama böyle harap şehirde cemaatsiz kalmış bir garip camidir.Kalabalık cemaati yoktur.”



Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Selçuk Efes Kent Belleği #EfesSelçuktanerelergezilir

  Selçuk Efes Kent Belleği Zaman Yolculuğu Efes Selçukluların ve Efes Selçuk’un tarihine, doğasına, insanına ilgi duyanların paylaşım noktas...